Notebook

Bildiğiniz bütün Macbethler’i unutun!

Gelelim bugünün incilerine; Temmuz ve Ağustos’ta, geçen sezonun en’lerini ve gelecek sezonun yeni oyunlarını buradan paylaşacağım ama bu ayın vedasını (yeni sezonda ajandaya ekleyip gidersiniz diye) temiz bir oyunla vermek istiyorum.
“Hayat dediğin ne ki: Yürüyen bir gölge, bir zavallı kukla bu sahnede: / Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek! / Bir daha da duyulmayacak artık sesi / Bir (iki) aptalın anlattığı bir masal bu / Kuru gürültüler, deli saçmalarıyla dolu.” Shakespeare’ın meşhur (Es notu: En kısası olmasının yanında en önemli trajedilerinden biri olan) ‘Macbeth’i böyle veriyor peşrevini. Tiyatro vedasını tiyatronun babalarından William Shakespeare ile yapmak da ayrıca sona saklanan bisküvi arasındaki kaymak gibi oldu, diyerek sahnede bambaşka bir ‘Macbeth’ izleten (2006’da kurulan) Tiyatro Bereze’yi tebrik ediyorum.

“Macbeth / İki Kişilik Kâbus” olarak hafta başında, Moda Sahnesi’nde endam eden ekip, bugüne kadar bildiğimiz hikayenin, üst perdeden söylenen sözlerin ve görkemli kıyafetler ve dekorların aksine, kendine has üslubuyla karşımızda. Oyunda, o dönemin ve bugünün araçları harmanlanmış; cep telefonlar, led lambalar, ses kayıt cihazları ve kahve makineleri. Kısaca; günümüze ayak uydurmuş bir ‘Macbeth ailesi’ var sahnede. Bir kral düşünün ki stresli olduğunda yaptığı ilk şey kahve içmek, bir Lady Macbeth düşünün ki Kral Duncan’ın ölümü öncesi planlar yaparken ‘huzuru yogada’ buluyor. (Bu da var notu: ‘İyi kötüdür, kötü de iyi’ şiarından yola çıkan hikayeyi üşenmez de hatırlarsak, herkes tarafından iyi bir savaşçı ve iyi bir insan olarak bilinen Macbeth, savaş sonrası yurduna dönerken karşılaştığı cadılardan gelecekte kral olacağını öğrenir. Bu kehanet, Macbeth'in içindeki kötü tutkuları harekete geçirir ve sonunu hazırlar.)

“Bugüne kadar birçok tarz denedik; Buffon, palyaço (clown), obje, kukla tiyatrosu… Teatral olarak artık tüm bunları ihtiyacımız dahilinde buluşturmak, kendi dilimizin peşine düşmek istedik” diyen Bereze ekibi 11. yüzyıl İskoçya’sında geçen konuyu, yazıldığı zamandan alıp, daha ileri bir zamana konuşlandırmış ama malumunuz özne insan olunca, kötülük aynı kötülük, kötüler de aynı kötüler. Konudan hiç uzaklaşmadan, alternatif ve başarılı bir yorumlama, sahneleme, dekor ve ışık tekniklerinin kullanımı ve kıvamında oyunculukların yanında, eğlenceli ve zekice harmanlanmış “Macbeth / İki Kişilik Kâbus”; tarihi ve güncel politikalara da inceden selam etmiş ki bu da hiç eğreti durmamış, tebrikler! Elif Temuçin ve Erkan Uyanıksoy’un rol aldığı ve aynı zamanda uyarladıkları 85 dakikalık oyunun yönetmeni (ve ışık tasarımı) Doğu Akal. Sabahattin Eyüboğlu’nun dilimize çevirdiği oyunun sahne ve kostüm tasarımı Lucile Larour ve Patricia Ulbricht imzalı. Şimdilik eyvallah!

Betül Memiş
Gazete Kadıköy
23 Haziran 2017