Tenkit

Beden Dili

Uyumsuz Tiyatro'yu yaratmış olan öncülerin arasında gördüğümüz Ionesco'dan bir asır kadar önce yaşamış olan Nikolai Gogol'u yazın tarihinin diğer önemli bir devrimcisi olarak görebiliriz. Kendi kanaatimce bunun iki nedeni, "Burun" öyküsüyle belki ilk absürd düzyazı örneğini vermiş, "Müfettiş" oyunuyla ise çağdaş tiyatronun öncü "karışıklıklar komedyası"nı yaratmış olmasıdır... Dostu Alexander Puşkin'in bir fikrinden yararlanarak kaleme aldığı, ahmaklık ve yolsuzluğun ne denli hazin boyutlara varabileceğini gösterdiği bu acı güldürü, uluslararası repertuarların vazgeçilmez bir yapıtıdır. Yaşamının bütün geri kalan dönemi boyunca Gogol'u tartışmalar ve savunmalar içine sürüklemiş olan bu yapıtı hakkındaki bir yorumunda, sahte müfettişi "şeytan", oyunun sonunda geldiği ilan edilen gerçek olanını ise "ilahi adalet" olarak tanımlamasını da çok anlamlı ve düşündürücü bulmuşumdur...

İşte bu büyük oyunun en önemli replikleri, Gogol'un ince bir özyapı irdelemesi olan "Palto" öyküsünün yanı sıra "Burun"dan da alıntılar ile harmalanarak, Tiyatro BeReZe tarafınca çok ustalıklı biçimde karşımıza getiriliyor... Erkan Uyanıksoy ve Elif Temuçin, her üç yapıtın can alıcı bölümlerini dikişsiz bir şekilde birbirlerine eklemekle kalmıyor, "Hikâyeden Memurlar" olarak adlandırdıkları bu uyarlamayı olağanüstü bir devingenlik ile bizzat sahneye taşıyorlar. Bu iki genç sahne sanatçısı, tiyatro eğitimi konusunda da işbirliği yaptıkları Danimarkalı Ole Brekke'nin "supervisor"lüğü ile dekorsuz ve kostümsüz, neredeyse ışıksız ve müziksiz, salt bedenleri ve sesleriyle 2011/2012 tiyatro sezonumuza bir sahne başyapıtını armağan etmesini bilmişlerdir..! Masa veya iskemle gibi dekorları kendi bedenleriyle, sahne müziğini mırıldanarak, el çırparak ve parmak şaklatarak yaratıp, bu yöntemle kendilerine has bir temel yaratıyorlar ("Vücudun duygu ve düşünceleri ifade eden bir hareketi, seyirciye doğrudan görsel bilgi verir ve alt-metni yansıtır. Alt-metni dışsal olarak açığa çıkaran vücudun jestleri, metnin aksine, dramatik ve komik etkiler oluşturur." Sonia Moore: Stanislavski Sistemi; bgst Yayınları, 2006; s.112)

Bana kalırsa, BeReZe'nin bu üstün yorumu bir "tiyatro dersi" gibi izlenmeli, incelenmelidir – ancak bu bağlamda bir eleştirmen kardeşimizin günlük bir gazetedeki "Gogol'un taşlamalarını betimleyecek dili olmayan bedenselliğe ne gerek var?" türündeki değerlendirmesine kesinlikle katılmadığımı belirtmem gerekiyor hemen: Bu yorumu bir sınav performansına benzetmekten ziyade, bedenin sözü ne denli destekleyebileceğini algılamak uğruna üstün bir uygulama örneği olarak görmek için, aynı zamanda tiyatro'daki "aksiyon"un o güzelim tadına varmak için bulunmaz bir fırsattır "Hikâyeden Memurlar"!

Robert Schild
Tiyatro... Tiyatro... Dergisi
Nisan 2012