Tenkit

Martı Mıyım?: Sahi Neyim Ben?

2024 yılında sahnelenmeye başlayan Martı Mıyım?, klasiklerin ötesinde, günümüz unsurlarıyla harmanlanmış, seyir gücü yüksek bir tiyatro oyunu. Anton Çehov’un güçlü mirasını; yeni biçim arayışıyla, samimi ve absürt bir anlatımla uyarlayan ve yöneten Elif Temuçin, günümüz insanının ihtiyaçlarını gözeterek anlaşılması ve düşünülmesi kolay bir işe imza atmış.

Tiyatro BeReZe & Dolkun Production ortak yapımı olan Martı Mıyım?’ın kadrosunda, sevilen ve başarısını oyunculuk alanında kanıtlamış beş başarılı oyuncu yer alıyor. Dizi ve filmlerin güzel yüzü Sezin Akbaşoğulları (Arkadina), miadını doldurmak üzere olan bir yıldıza hayat veriyor. Arkadina; sosyetik, güzel ve biraz da umursamaz bir karakter. Onunla birlikte yaşayan oğlu Treplev (Erkan Uyanıksoy), yaratıcılığını keşfetme arzusuyla yanıp tutuşan, “Yeni biçimler, yeni biçimler bulmalı!” nidasıyla Martı Mıyım? oyununa renk getiren, güneş gibi doğmayı bekleyen bir oyun yazarıdır.

Erkan Uyanıksoy’un karakterini farklı dinamiklerle güçlendirme konusunda oldukça başarılı ve keşfedilmesi gecikmiş bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Ses tonu, role yaklaşımı, fiziksel tiyatro geçmişiyle harmanladığı Treplev karakteri, ona sahnede basamakları hızla tırmandırıyor. Bu kadar zengin birikime sahip olması, oyun boyunca ona odaklanmayı ve “Şimdi hangi sürprizi yapacak, hangi yönünü gösterecek?” merakıyla izleyiciyi alıp götürüyor. Enerjisine hayran kalmamak elde değil.

Ah! Güzel Nina… Nazlı Bulum, saf ve narin yaklaşımıyla, başarının peşinden koşan, dünyayı yeni tanımaya başlayan bir karaktere hayat veriyor. Nazlı Bulum aynı zamanda iki karakteri canlandırdığı başarılı bir performansla karşımıza çıkıyor. İki farklı kılıkta izleyeceğiniz Bulum, bir yanda olgun tavrı ve keskin mimikleriyle ete kemiğe bürünmüş rolüyle, diğer yanda Nina karakterinin çiçeği burnunda hâlleri arasında etkileyici bir geçiş yapıyor.

2023 Afife Tiyatro Ödülleri’nde “Yardımcı Rolde Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu” ödülünün sahibi Tolga İskit, takdire şayan Trigorin rolüyle sahnede yer alıyor. 2017 Direklerarası Tiyatro Ödülleri’nde “Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülüne layık görülen Sanem Öge (Maşa), melankolik ve depresif karakteriyle oyuna yeni bir soluk getiriyor.

Oyuncuların birbirinden güzel performanslarını konuştuk, şimdi biraz da hikâyenin bizde bıraktığı izlenimlere bakalım. İlayda Saran, sahne tasarımına ikonik parçalar ekleyerek zamanlar arasında bir kesişme yaratmış. Bu kesişme, oyuncuların da sahne üzerindeki malzemeleri işlevsel biçimde kullanabilecekleri ferah bir alan yaratmış. Baba Sahne’de izleyiciyle buluşan oyunun sahne tasarımı da oldukça güçlü bir enerjiye sahipti.

Klasik bir eser olan Martı’nın çağdaş bir anlatımla buluştuğu Martı Mıyım?, alışılmışın dışında, sürprizlerle dolu bir oyun. Gerçek dünya ile oyun arasında kurulan ve seyirciyi doğrudan oyunun içine çeken “köşe kapmaca” esprisi hoş bir ayrıntıydı. Seyircinin duygularına hitap ederken onları da sahnedeki dünyaya dâhil etme fikri, oyunun dinamiğini güçlendirerek çıtayı yukarı taşıyor.

Klasik metinlerin genelde sahnelenme biçimlerine kıyasla, günümüz olaylarına daha yakın bir pencereden bakan farklı rejisiyle Martı Mıyım?, zamanın kavramsal olarak değişkenlik gösterdiğini ve sadece bu zaman içinde eylemlerimizle var olabileceğimizi sorgulatıyor. Oyuncu mu olmak istiyoruz? Yoksa çok iyi bir yazar mı? Oyun sürecinde insanın yaşam yolculuğuna, hayal kırıklıklarına, başarı arayışına ve zamanın acımasızlığına tanıklık ediyoruz.

Bir konu, kişi ya da nesne dışarıdan ne kadar değerli görünürse görünsün, yaklaştıkça o parlak görüntünün ardında neler gizlendiğini fark ederiz. Bir kesimin değerli bulduğu ve ulaşılmaz gördüğü her kim ya da ne varsa, aslında ardında yaşanmışlıklar, acılar ve gerçekler barındırır. Oyunda başarısıyla hayranlık uyandıran Trigorin karakterinin Nina’nın idolü olduğunu görmek zor değil. Henüz hayatının başında, nice hayallere sahip, savunmasız Nina; bu büyülü sanat dünyasına yabancı biri olarak Trigorin gibi sözde bir yazara hayranlık duyuyor. Oysa Trigorin’in yaşamında hiçbir büyü ya da cazibe yok. Rejinin mükemmel göl sahnesi bize şunu düşündürüyor: O çok beğenilen, hayranlıkla izlenen insanlar, gerçek hayatlarında o kadar da cazip değil.

Sanatın yalnızca tek bir alana ait olmadığını; ister aktris, ister yazar, ister öğretmen olalım, aslında hepimizin sanatın bir parçası olduğunu hatırlatıyor Martı Mıyım?. Kişilerin başarma arzusu, yaratma isteği, kurduğu ilişkiler ve dünyevi meselelerle olan bağı, bu oyunla bir aynaya dönüşüyor. “Pes etme,” diyor Nina.

Esra Balaban
Ekranom
21 Mayıs 2025


toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot situs toto toto slot bengbengtoto toto slot rctitogel toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot situs slot gacor situs slot gacor situs slot gacor situs slot gacor situs slot gacor toto slot toto slot toto slot toto slot toto slot ohtogel ohtogel toto slot mineraltoto balaitoto balaitoto rctitogel bengbengtoto bengbengtoto sisi368 balaitoto balaitoto sisi368 sisi368 togel sgp bengbengtoto togel hk indosattoto indosattoto indosattoto indosattoto jualtoto jualtoto